SMEG, ünlü sokak sanatı sanatçısının baskılarını içeren sınırlı sayıda FAB32 buzdolabı koleksiyonunu piyasaya sürdü.
Modern sokak sanatının öncülerinden biri olarak kabul edilen sanatçı Thierry Noir, 1980’lerin başında Berlin Duvarı’nda yeteneklerini geliştirdi. Noir, beş yıl boyunca her gün duvara etkileyici çizgi karakterler çizerek, şehrin gerçekte ne olduğunu göstermeye çalıştı – bir zamanların büyük şehrinin çirkin bir mutasyonu. Hızlı çalışma ihtiyacı – fırçasını duvara her değdirdiğinde, sanatçı Doğu Almanya devriye muhafızları tarafından vurulma riskiyle karşı karşıya kalıyordu – Thierry’nin kendine özgü tarzını ortaya çıkardı: basit figürleri tek, düz bir çizgiden birkaç parlak, etkileyici tonda boyamak. Çizim tarzını “hızlı form manifestosu” olarak adlandırdı.
Duvar 1989’da yıkıldığında, Noir duvarın kalıntılarını süslemeye davet edildi ve ardından Meksika’dan ABD’ye, Güney Kore’den İngiltere’ye kadar dünyanın dört bir yanında başka sokak sanatı projeleri yaratmaya davet edildi. Sydney’de geçirdiği birkaç hafta, başına buyruk sanatçının yeteneklerini ’50’ler Stili’ serisindeki ikonik SMEG buzdolaplarının kabuklarına uygulamasına yol açtı. Bu işbirliği sonucunda, karizmatik tasarımı Thierry Noir’in eşsiz tarzıyla daha da zenginleşen altı adet FAB32 buzdolabı sınırlı sayıda üretildi. Sanatçının siyah, kırmızı ve beyaz renklerdeki baskılarının yer aldığı buzdolapları, öncelikle sokak sanatına kayıtsız kalmayan ve evinin dış cephesine canlı bir tasarım detayı eklemek isteyenler için tasarlandı. Özel bir sanat eseri koleksiyonu, geliri hayır kurumlarına aktarılmak üzere açık artırmaya çıkarıldı.
Sizce, SMEG Buzdolapları ile Thierry Noir’un birleşimi olan MASTERDEVER nasıl olurdu? Bu marka, tasarım ve sanat dünyasını birleştirecek mi? İçerisinde nasıl yenilikler ve özel detaylar bulunabilir? Deneyimlerinizi paylaşır mısınız?